Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor

Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor

Esasen konu idarenin eleştiri ve uyarı işlemleri olduğunda, disiplin soruşturmasını gerektirecek seviyeye ulaşmayan ve kurum düzenini sağlayan idari tedbirler ile basit disiplin yaptırımına konu olan fiiller arasındaki sınırı kesin çizgilerle tayin ve tespite imkan bulunmadığını belirlemek gerekir[772]. Bu bakımdan, eleştiri ve uyarıcı işlemleri geniş bir perspektifte ele almak ve basit nitelikte olanlar ile yaptırım tehdidi taşıyan, kişilik haklarını ihlal eden ve cezalandırma amacı güdülenler arasında bir ayrıma başvurmak lazımdır. Buna göre, salt ikaz/tenkit işlemlerle, hareketlerinin yanlışlığının belirtilmesi, mevzuat kurallarının hatırlatılmasıyla uyarılmasının istenmesi, memurun yaptığı iş ile çalışma yer ve saatinin değiştirilmesi gibi işlemleri örnek gösterebiliriz. Memur ceza gibi algılasa bile bunlar birer disiplin cezası değil, iç düzen işlemidir. Basit eleştiri ve uyarıcı işlemler, tek başına hukuki sonuç doğurmadıklarından idari dava konusu olamazlar. Bunun için tenkidin yaptırım tehdidi içermesi, eleştiri boyutunu aşarak kişisel hakları zedelemesi, ve/veya cezalandırma amacıyla yapılmaması şarttır.

  • İçişleri Bakanının mülki makamlarla olan ilişkileri konusundaki hükümler saklıdır.
  • Demokratik hukuk devletinde güdülen amaç ne olursa olsun,kısıtlamaların, bu rejimlere özgü olmayan yöntemlerle yapılmaması ve belli birözgürlüğün kullanılmasını önemli ölçüde zorlaştıracak ya da ortadan kaldıracakdüzeye vardırılmaması gerekir.
  • [455] “‘Sözleşme’ terimi, İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşmeyi ve buna bağlı protokolleri ifade eder” (İçt.m.1/a).
  • Değişik za­manlarda görevin bırakılması ha­linde de suç oluşur[217].

Hal böyleyken iç hukukumuzda kişi özgürlüğünü ihlal eden bir ceza olarak kabul edilen göz hapsi cezasının verilmesinde de 5. Maddedeki kriterler aranacak ve kişi özgürlüğünün ihlal edildiği kabul edilerek, AİHSnin 5. Fıkraları uygulanarak göz hapsi disiplin cezası da yargı yerince denetlenebilecektir. Davacı yargılama sürecinde emeklilik isteğinde bulunmuş ve TSK’dan ilişiği kesilmiştir. Bu durumu dikkate alan AYİM ; “…1602 Sayılı kanunun 21’inci maddesinde disiplin suç ve tecavüzlerinden ötürü disiplin amirlerince verilen cezalarının yargı denetimi dışında olduğu belirtilmiştir.

4551 SK’la yapılan değişiklik sonrası disiplin cezaları; “uyarı”, “aylık kesilmesi”, “izinsizlik”, “sıra harici hizmet”, “göz hapsi”, “oda hapsi” ve “rütbenin geri alınması” olarak yeniden düzenlenmiştir[238]. Disiplin cezasını gerektiren eylemler yasada kazuistik olarak sayıldıktan sonra, nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlere de disiplin cezası verilebileceği düzenlenmiştir. Madde­si uyarınca, memurların, görev yaptıkları ku­rum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde ika­met etmeleri esastır. Devlet memurlarının görevlerini aksatmamak kayıt ve şartıyla belirtilen hudutlar dışında ikamet edebilmeleri için yetkili amirince izin veril­mesi gerekir. İzin almadan il hudutlarının terk edilmesi, aylıktan kesme cezasını gerektirir\. Lüks kumarhane dünyasına dal ve büyük kazançlar elde et https://casinom-hub.com/\. İkamet edilen ilin ilçelerine izinsiz olarak gitmek bu suçu oluşturmaz. Burada kastedilen ilin sınırlarıdır, yoksa il merkezi değildir[202]. “Resmi üniforma ile genelevlere, kumarhanelere, meyhanelere, barlara ve girilmesi garnizon komutanlıklarınca yasaklı başka yerlere girenler veya sarhoşluğu gizlenmeyecek derecede olanlar 7 günden 1 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar. Sarhoşluk fiili görev sırasında işlenmiş ise verilecek ceza 15 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsidir” (477 SK m.58). “İçHizK ve Yönetmeliğinde belirtilen nöbet görevlerini yaparken nöbet yerini terk edenler ve başka surette nöbet talimatına aykırı hareket edenler bu fiillerinden dolayı hizmet aksamamış veya maddi bir zarar doğmamışsa 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.56) . Maddesi kanuna aykırı emrin yerine getirilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Böyle bir emri alan emri yerine getirmez ve durumu üste bildirir.

Dava konusu kurallarda düzenlenen, içeriğinçıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı suçun işlendiğitespitine bağlı olarak değil suç şüphesine bağlı olarak uygulanan biryaptırımdır. Diğer bir ifadeyle kurallarda belirtilen yaptırımlarınuygulanması, yaptırım uygulanan kişinin 5651 sayılı Kanun’un 8. Maddesinin (1)numaralı fıkrasında belirtilen suçları işlediğinin kesin olarak kabul edildiğianlamına gelmemektedir. Bu itibarla kuralların masumiyet karinesini ihlal edenbir yönü bulunmamaktadır. Anayasa’nın anılanmaddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynıolanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitliköngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlarkarşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasınıve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.

Yakalanan kişiye, yakalama ya da tutuklama nedenleri ve haklarındaki iddialar yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması durumunda sözlü olarak derhal; toplu olarak işlenen suçlarda ise en geç hakim önüne çıkarılıncaya kadar bildirilir. Jandarma adli kolluk makam ve memurları bu yetkiye doğrudan sahip değildir. Bu nedenle Cumhuriyet Savcılığının, gecikmede sakınca varsa Sulh ya da Sorgu hakiminin yazılı iznini almadıkça; topluca suç işlemiş olsalar dahi, yakaladıkları kişileri kırksekiz saatten çok gözaltında tutamazlar\. Bu platformda keyifli vakitler geçir, büyük ödüllerin sahibi ol. mostbet giriş\. Meşhut cürüm failinin yakalanması için kural olarak başka şart aranmaz. Ancak, failin kaçması umulan ya da kimliği saptanamayan durumlarda kesinlikle yakalanır.

Bu konuda iç hukukumuzdaki düzenlemelere bakıldığında, TSK Personel Kanununun 50. Asker kişinin, sırf eşcinsel olduğu için, silahlı kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesi  durumunda  8. Mahkeme, bu kararıyla, özel görev ve sorumluluklar gerektiren askeri konularda 10. Maddenin ikinci paragrafında öngörülen takdir sahasının, devletlerin lehine yorumlanması gerektiğini belirtmiştir. Böylece, davacı askerlerin düşünceyi açıklama özgürlüklerinden yoksun bırakılması gibi bir sorun bulunmadığı, verilen cezanın sadece askerlere tanınan özgürlüğün kötüye kullanılması sonucunda meydana geldiği ve bunun da 10.maddenin ihlali anlamına gelmediği sonucuna varmıştır[637]. Maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama ve yayma (dolayısıyla haber veya fikir alma) hürriyeti, askerlik hizmetlerinin gereklerine uygun olarak 477 Sayılı Kanunun 61. Maddesinde düzenlenen disiplin suçuyla, askeri öğrenci, erbaş ve erler bakımından sınırlandırılmış, bu maddede, okunması veya bulundurulması Genelkurmay Başkanlığı tarafından yasak edilen kitap, dergi ve her türlü yazıların okunması veya bulundurulması cezai müeyyideye bağlanmıştır. Bu sınırlamanın fiilen gerçekleştirilmesi veya sınırlamanın denetlenmesi açısından idarenin bir takım tedbirler alması mümkündür. Maddesi; yasak edilmiş evrak ve risalelerin ve propaganda vasıtalarının veya askerlik için zararlı görülen şeylerin kışla, konak, ordugahlara sokulmaması ve şüpheli şahısların askerlerle temas ettirilmemesi görevini komutanlara vermiştir. AİHM, idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan bazı davaları medeni hak ve yükümlülükler kapsamında görerek 6.

AİHM de doğrudan işkence terimini tanımlamamış, bunun yerine somut olaylardaki fiillerin işkence olup  olmadığı üzerinde durmuştur.[507] Buna karşın Mahkeme bu konudaki uluslar arası sözleşmelere veya metinlere de atıf yapmış ve bu tanımları kabul ettiğini açıklamıştır. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ıstırabı içermez”[508]. Maddesiyle “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” hükmüne yer verilerek, öncelikle hukuk devleti gereklerine İdare’nin uyması sağlanmak istenmiştir. İdare’nin AİHS’de korunan haklara ilişkin işlem ve eylemleri ise, prensip olarak, iç hukuk yollarının bulunması ve işletilmeye müsait olması hallerinde bu yolların tüketilmesinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunulabilir. Bu çerçevede kamu görevlilerinin AİHS’de korunan temel haklara ilişkin işlem ve eylemlerinden yargı yolu kapalı olanlara veya iç hukukta hiçbir sonuç vermeyeceği kabul edilenlere doğrudan, kapalı olmayanlara iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunulabilir. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda, andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır. Maddelerinde yüksek disiplin kurulunun disiplin cezası vermesi durumunda bu cezalara karşı ilgilinin, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde genel kurula itiraz edebileceği düzenlenmiştir.

Leave a Reply